Son zamanlarda şanssızlığından yakınıyor birçoğumuz.Sihirli bir değneğin gelip başına dokunmasını bekliyor.Ancak şans dediğimiz şey mümkün mü bu şekilde ? Bir aydınlanma değil mi aslında şans dediğimiz o şey. Ulaşabilmek için hazır olmak gerekiyor çünkü sen hazır olduğunda çalar şans kapını..Kapını çalsa evde yoksan buyur edemezsen bir misafiri şansta öyle sen hazır değilsen bulamaz seni.Onu aramak için kendinden ne kadar uzaklaşırsan vurulan kapı sesini duyma ihtimalin o kadar azalır.Aramayı bırak ,kendini geliştir ,içsel olarak kendini tamamlamadıkça aydınlanmayı bulmakta öyle zor oluyor çünkü.
Şansın ayağımıza kadar gelmesinin istemekle mümkün olduğunu bir hikaye ile özetleyeyim.
Çok fakir bir ailenin çocuğunun mücadelesi bu ..Üstelik babası da oldukça hasta. Evi geçindirmek için karnını doyuracak parayı bile güç bela bulan bu çocuk mesleği olmadığı için  iş bulma konusunda zorluklar yaşıyordu. Ambulans şoförlüğü, gazete dağıtıcılığı gibi birçok iş deneyimiyle mücadelesi devam ediyor bir süre. E bu zaten bizim hayat şartlarımız diyecek birçoğunuz şartlara biraz daha zor şekilde bakalım o halde.
Babasının durumu gittikçe ağırlaşıyor, ona yeterli tedaviyi sağlayamadığı için içten içe kendini suçluyordu.Bir gün iş ilanlarında ücretsiz sanat kursları olduğunu fark edince ,resim kurslarına katılarak çizimlerini geliştirdi.Birkaç ajansa kısa çizgi filmler gönderse de olumlu yanıt alamadı. Son olarak Hollywood’a gidip kendini denemeye karar verdi. Ancak burada da umduğunu bulamadı.
Birçok çizim yapmasına rağmen istediği ilgiyi göremedi.Hala meteliksizdi.İşte şans onun için bu beş parasız geçirdiği gecelerden birinde gelecekti.
Geceleri yarı aç çalıştığı için yeni çizimler yaparken biraz zorlanıyordu.Bir anda yanından minik bir fare geçtiğini fark etti.Zaman zaman onunla ,ekmeği olduğunda ekmeğini paylaşıp ,dakikalarca farenin hareketlerini izliyordu.Farenin dans eder gibi ilginç hareketler yapması ona ilham vermişti. Şans o an ayağına gelmişti.Aydınlanma olmuştu işte.
Disney ,bir gece minik fareyi çizmeye karar verdi.İşte o gece Mickey Mouse doğmuştu. 
Bu şans değil tabi ki ..Şans denilen şey evrenin seni kabul etme şekli sadece.Sen hazır olduğunda o seni bulur.Disney de bunu bilmiyordu.Hazır olup olmadığını fark edemez insan.Sadece yaşamı elinden gelenin en iyisini yaparak yaşa.Hayatın melodisine kulak ver .O seni bir gün mutlaka dansa kaldıracaktır. Şans ve zamanla neredeyse her şeye erişilir…Fakat gayret olmadıkça ortada şans da olmaz.. Aydınlanmanızın geç kalmadan sizi bulacağı şansınıza kavuştuğunuz bir gün dilerim .