Yaşantımızda  iyimserlik  bizi  huzurlu  kılar. Kötülük  herkes  tarafından yapılır. Önemli olan  iyilik  yapmaktır. İyilik  yapmaksa her  kişinin işi  değil  er  kişinin  işi  sayılır.
Dünyada Lagalugacı  çoktur. Yol  gösteren, gösterdiği  yolda  gitmeyen. Konuşan  konuştuğunu  uygulamayan  yanar  döner  insan  çoktur. 
Menfaati  için  tek  ayak  üstünde  kırk  yalan  söyleyenler, iki  değil  üç yüzlüler  haram  eder dünyayı. O  nedenle  insanlar da  ölür  gider  gezmezler  ise  göremezler  Konya’yı.
Kalleşliğin  sonu  yok. Devir  döner, çarkı  döndürür. Dememişler mi  keser  döner  sap  döner gün  gelir  hesap  döner? Gelin  sizi  hesabın  döndüğü  yere  götüreyim.
Bir  adam  vardı. Hükümdarın  yanında  ayakta  durur,  ’’ İyilik  edene, iyiliğine  karşı  ihsanda  bulun, çünkü  kötülük  yapana, yaptığı  kötülük  yeter.’’ derdi. 
Onu  çekemeyen bir  adam  hükümdara: ‘’ Bu  adam, hükümdarımızın  ağzının  koktuğunu  söylüyor.’’ diye  şikayet  eder.
Hükümdar  buna  inanmayınca  adam, onu  çağırır  ve  ‘’Dikkat  edin, size  yaklaştığı  zaman, ağız  kokunuzu  duymamak  için, elini  burnuna  koyacaktır. ‘’ der. 
Hükümdarın  yanından  çıkınca  adamı  evine  davet  eder  ve  sarımsaklı  yemek  yedirir. Adam  oradan  çıkıp, hükümdarın  huzuruna  gider.
Hükümdar, ‘’Bana  yaklaş’’  der. Adam yaklaşır  ve  hükümdar  ağzındaki  sarımsak  kokusundan  rahatsız  olmasın  diye, eliyle  ağzını  kapatır. Hükümdar, ‘’Demek ki  söylenen  doğruymuş  der. 
Hükümdar, kendi  el  yazısı  ile  yalnız  mükafatname  yazardı. Hemen kalkıp  el  yazısı  ile  
‘’Bu  mektubu  taşıyan  adam sana  gelince, onu  öldür ‘’ diye  yazılı  mektubunu bir  valisine  götürmesini  söyledi.
Adam  mükafatname  mektubunu  götürürken, kendisini   çekemeyen  adamla  karşılaşır. Elindekinin  ne  olduğunu  sorunca, ‘’Hükümdarın  mükafat  mektubudur’’  der. 
Diğeri yalvararak, ‘’ O  mektubu  bana  ver, ben  götüreyim  ve  mükafat  alayım’’  der. 
Verir.  O da alıp, valiye  götürür. Vali  ona ‘’Getirdiğin  mektupta, seni  öldürmem  yazılıdır’’ der. 
Adam, ‘’Bu  mektup  benim  için  değildir. Allah  Allah, şu  başıma  gelene  bak. 
Ben dönüp, hükümdara  vaziyeti  arz  edeyim’’ der. 
Vali ‘’Hükümdarın  emirnamesi  geri  çevrilmez’’ deyip, adamı  öldürür. 
Öbür  adam  hükümdarın  yanına  gidince  hükümdar  hayret  eder. ‘’Mektubu  ne  yaptın?’’ der. 
‘’Filan  kimseye  rastladım. Mektubu  hediye  etmem  için  çok  yalvardı, ben de  verdim’’ der. Hükümdar  senin  bana  ‘’hükümdarın  ağzı  kokuyor.’’ dediğini  söylemişti. 
‘’Hayır, asla’’ dedi.’’ Peki  öyleyse  yanıma  yaklaşınca  neden  burnunu  tuttun? der. 
Efendim, o  bana  sarımsaklı  yemek  yedirdi. Size  yaklaşınca, ağzımın  kokusu  ile  sizi rahatsız  etmemek  için  ağzımı  tuttum’’ cevabını  verir. 
Hükümdar, ‘’haklıymışsın, kötülük  edene, ettiği  kötülük  yeter’’ dedi.
 Siz   siz  olun kötülük  yapmayın, kötülük  sizi  bulur  can  dostlar. İyilik  yaparsanız da  iyilikler  gelip sizleri  bulur