Kültürde edebiyatın yeri başkadır. Sadece edebiyat değil tabii ki de fakat kültür ile bütünleşmiş kavramlardan biridir edebiyat. Şiiri, öyküsü, masalı, mitolojisi, destanı derken bu liste uzar da gider. İşte tam burada duyarsınız yazar bilmem kim diye; gözlerinizi biraz daha fazla açar, ağzınızı büküp buruşturur o an aklınızdan ya da nasıl algılıyorsanız o da bir enteresan garip bir bakışma gerginliği oluyor. Bu gerginliği yaratmayın diye bu yazıyı yazmak istedim. Önce size şunu da bir açıklayayım ve asli görevlerimden biri olan uyarmak, eğitmek, öğretmek olan görevim.

Dünyanın herhangi bir coğrafyasında, şehrinde, kasaba, ilçe, il ya da köyünde sadece ve sadece yazarlık eğitimi veren herhangi bir kurum ya da kuruluş yoktur. Yazar koçluğu, yazar danışmanlığı, yaratıcı yazarlık eğitimi yani bizim kutsallığımızdan nemalanan, insanların bilgisizliğini ve cehaletini kullanarak onların üç kuruşluk paralarına göz diken bir kaç uyanıktan başka birşey değillerdir. Bazı üniversiteler de bile var bu atölyeler... Gerçekten yazık!.. Buraya giden çok büyük umutlarla hayallerle gidiyor. Fakat piyasayı bilmiyor, her yayımevi nasıl insan kandırır, size neler vaat eder de nasıl hiçbir şey yapmaz bunu öğretmiyor. Bunlar sanıyor ki alacaklar eğitimi, sertifikayı alacak hemen 30-40 bin; 50-100 bin alacak kazanacak ünlü bir şarkıcı, oyuncu, manken, futbolcu, zengin bir adam buyurun işte mutlu mesut bir yaşam; ben zaten millet bana acısın diye apartman dairesi ile böyle basit görünüp, basit yaşıyormuşum havası veriyorum. Ya, yok böyle bişey!..

Adam  kayırma var, particilik var, dayı amca durumları var, açık olacağım kusura bakmayın yatıp kalkan var, zenginlik de yani var da var... Ben soruyorum nedir diye daha ne iş yaptığını anlatamıyor, ne yaptığını tam anlatamıyor bile!.. Böyle çevremde de var. Büyük ihtimalle okuyan olursa bana çok kızacak ama yaptıkları ne yazık ki doğru değil. Ben eserimi satamadım, eserim çok güzel editörlük iyi yapılmamış, yayım evim paramı zararımı  vermedi... Yayım evleri ve dağıtım firmaları denetlenmiyor ve bizi koruyan gerçek yasal kanunlar yok.. Şimdi size gerçek yazar ne demek yazayım ve önemi nedir yazayım. Yazar"dil becerisi, hayal gücü güçlü, anlatımı güçlü, kelimeleri en iyi ve en doğru şekilde yazının içine koyarak oradaki anlatımı en iyi şekilde yapabilen, doğuştan gelen bir yetenek ile dünyaya gelmiş, herkesin aksine bu özel kabiliyeti ile hiç zorlanmadan hikâye anlatabilen, yaratma becerisi olan ki hayal gücümüz normal insanlardan daha iyidir. Karakter olarak mütevazi, hayatı pozitif gören, üzüntü ve kızgınlığını yazı ile ifade edebilen, birleştirici bir duruşa sahip insanlardır. Fikir, düşünce insanı farklı kültürlerde ki insanların arasında bir köprü gibi duran, bir eseri birçok dilde yayınlandığı zaman tüm dünyada barışı, huzuru ve sevgiyi getirebilen hatta bir kelimeyle savaş çıkarabilecekken, bir yazısı ile barışı getirebilecek de güce sahiptir. Sizleri öyle inanılmaz dünyalara ve alemlere götürür ki gerçek sanarsınız.

En önemlisi dilinizin en öncelikli bekçisidir... İşte yazar bu sizin aldığınız bir kitap 140 yıl ama çok iyi muhafaza edilirse 1000 yıl kalabiliyor... Çok uzun sürelerce yazması sürüyor. Evet bugün size öfkemi kustum. Arada üzgünüm bunu yapabilirim. Kimseyi suçlamak ya da başka bir amaç gütmedim bundan kesinlikle emin olun. Ama inanın bana bu ülkede yazar olmak oldukça zor!.. Çok haksızlığa uğruyoruz. Kimse de sesimizi duymuyor. Bizler ki 7'den 70'şe her bir bireyi eğitiyor, bilgilendiriyor, öğretiyor ayrıca bununla da kalmıyor yeni yeni umutlar, ilham veriyoruz. Yazar herşeye ve herkese mail olacak bir insandır. Onun işi insandır bazı topluluklar hiç onları görmese bile... O insanları görür. Sevgi, saygı ve minnetle kalın..